19 Şub 2016

RUHLAR ALEMİNDEN ANNE RAHMİNE YARATILIŞ HARİKASI


İnsan, madde boyutuyla da mânâ boyutuyla da sırlarla, hikmetlerle donatılmış şerefli bir varlık. İşte insanın maddeten var oluş hikayesindeki ibret dolu hikmetler:

Hücre içeri girer girmez, yumurtanın zarını yenilenir ve aslâ ikinci, üçüncü girişlere izin vermez. Şimdi içeride çok önemli bir iş için hazırlık yapılmaktadır. Babadan taşınan kromozom yapısıyla,
anneye ait olan; birbiriyle eşleşip kaynaşacaktır.Bu; belki de kâinâtın en önemli hâdisesidir. Çünkü kâinâtın özü olan insanın temelinin atıldığı andır. Genetik maddenin içeri geçişi tamamlandıktan yaklaşık 20 saat sonra, anneden ve babadan gelen kromozomlar kaynaşır ve insanın temel yapısı olan 46 kromozomlu ilk hücre de ortaya çıkmış olur.
Bu, döllenmiş olan yumurta hücresidir ve ismi artık “zigot” olmuştur. Bu hücre, bir insanı inşâ edecektir. Bu tek hücreden 150 trilyon hücre oluşacak; bu tek hücreden organ ve sistemler oluşacak; bu tek hücreden göz, kulak, el, ayak, kalp, mide, bağırsak, beyin vs. oluşacak ve yine bu tek hücre, 40 hafta sonunda bir insan yavrusu olarak dünyaya gelecektir.
İnsanın temel programının yer aldığı 46 kromozomlu başlangıç hücresi, bir insanın bütün programını ihtiva etmektedir. Âdeta içinde dev bir çınar ağacının bütün yapısını taşıyan minicik bir tohum gibi… Hepimiz, bir zamanlar annemizin rahmine atılmış bir su damlasından teşekkül etmiş bir hücreydik… Yapımızda yer alan atomlar ise, kim bilir dünyanın nerelerindeydi?!
Bizim var oluşumuz için atomlar bir araya geldi; hücreler, yıllarca süren bir hazırlığa ve eğitime tâbî tutuldu. Birbirini belki de hiç tanımayan iki insan, bir araya geldi. “el-Vedûd” olan Allah, gönüllerde bir sevgi yarattı da mayamız muhabbetle karıldı. [“Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O’nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (er-Rûm, 21)]
Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki; değer verilmeyen, atılmış bir damla suyduk hepimiz bir zamanlar… Belki tiksinti veren bir madde ve tepeden tırnağa acziyet içindeydik… Bunu dâima hatırlamalı ve aldanmamalıyız… Rabbimiz, bizimle böylesine ilgilenirken O’ndan başkasına kul olmamalıyız!..
“Ey insan! Seni yaratıp düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsânı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” (el-İnfitar, 6-8)

Bu âyet-i kerîmedeki îkâzı işitip tefekkür edebilmeyi, ibret alıp gereğince amel edebilmeyi nasîb etsin Rabbimiz hepimize.



Kaynak: Dr. Betül Nefise İNAL / Şebnem Dergisi, Sayı:124


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder